Teheccüd (Gece) Namazının Fazileti
Vaktiyle herkesin sevip hürmet ettiği bir adam, hali ve tavırları garip bir köleyi satın almıştı. Köleyi alıp konağına götürdü. Ona yapacağı işleri öğretti ve:
- Benden bir isteğin varmı? diye sordu.
Kölesi Efendim! Her emrinizi gücümün yettiği kadar yerine getirmeye çalışacağım. Yalnız sizden şu üç şartımı kabul etmenizi istiyorum: Birincisi, namaz vakti girdiği zaman bana müsaade etmenizi.
İkincisi, beni gündüz çalıştırıp gece meşgul etmemenizi. Üçüncüsü, bana bir oda tahsis edip, oraya başkasını sokmamanızı, sizden rica ediyorum. dedi. Bunun üzerine adam:
Peki, istediklerini kabul ediyorum. Evimin odalarına bak. Hangisini istersen o odada otur. dedi
Köle odaları dolaştı, sonunda eski ve harap bir odayı seçti. Efendisi buna şaşırdı ve kölesine:
Niçin bu odayı seçtin? diye sorunca o garip köle: Ey Efendim! Bilmez misin ki, Allah ile Beraber olduktan sonra, harap olan yer saray olur diye cevap verdi. Odasına Yerleşti.
Aradan günler geçtikçe o zengin kişi, kölesine karşı gittikçe artan bir hürmet duymaya başlamıştı. Dürüst ve çalışkan olan, az konuşan kölesine, yediğinden yediriyor, giydiğinden giydiriyor ve
ona bir arkadaş gibi davranıyordu. Fakat onun halini ve hareketlerinide merak ediyordu.
Bir gece kölesinin odasına gidip bakmaya karar verdi. Yavaş yavaş, sessizce o harap odanın kapısına geldi. İçeriye baktığında gözleri kamaştı, hayret içerisinde kalmıştı. Odanın tavanında göğe
açılmış bir yarık ve oradan uzanmış nurdan bir kandilin ışığıyla odayı tatlı bir aydınlık kaplamıştı. O garip kölr ise secdeye kapanmış, Allaha Niyazda bulunarak şöyle diyordu:
Ya Rabbi! Beni, gündüzleri efendime hizmet etmekle vezifelendirdin. Eğer efendime olan hizmetim olmasaydı, gece ve gündüz sana ibadet etmekten başka hiçbir işle meşgul olmazdım. Kusurumu affet,
Allahım.
Efendisi sabaha kadar lökenin bu halini seyretti. Köle ise ondan habersiz, niyazına devam ediyordu. Sabah olunca Nur kandili göğe Doğru çekildi, Tvandaki yarıkda kaybolmuştu.
Kölenin efendisi birçok geceler onun halini aynı şekilde gizlice seyretti. Bir sabah kölesini yanına çağırdı ve ona: Allah için seni azad ediyorum. Seni meşgul eden kimseye hizmet etmekten kurtulup,
Allaha gece gündüz ibadet ve taatte bulunasın dedi. Bunları duyunca kölenin gözleri yaşla doldu. Cevap vermedi. Bir zaman sessiz öylece kaldı. Sonra ellrini kaldırıp Allahü Tealaya şöyle niyazda bulundu:
Ey Rabbim! Senden, benim sırrımı gizlemeni talep etmiştim. Şimdi sırrımı açığa vurup, halimi insanlara bildirmeyi diledin. Ey kudret sahibi Allahım! beni kendine al diye dua etti. Allahü Teala onun
bu niyazını kabul buyurdu. Çok geçmeden Köle yere düştü. Kelime-i Şehadet getirerek Beka alemine göçtü.