Anzahl der Beiträge : 972 Alter : 53 Devlet/Sehir : Almanya is alani/Hobi : Ev Hanimi Medeni Hali - Evli/Bekar : Evliyim Anmeldedatum : 31.03.08
Thema: Hüzünlü Veda... 2/5/2008, 05:28
Hüzünlü veda
köyden şehire büyük umutlarla göç etmiş,kendi hallerinde çoçukları olmayan bir aileye seneler sonra,büyük umutlar ve mutluluklarla gelen çok güzel bir bebekti.annesinin ve babasının üzerine titreyerek büyüttüğü,bir can...
küçük şükran'ın ardından dört kardeşi daha oldu.ama o,ağır başlılığı ve saygısı ile her zaman farklıydı.zamanla,gelişip büyüdü ve dünyalar güzeli bir kız oldu.akrabasından bir genç ile kendi istemediği halde ailesi istediği için evlendi.iki tane çocuğu oldu.acı,tatlı hayatına devam ediyordu.ama genç yaşında,onu sona hazırlayan,o illet hastalığın pençesine düştü.bir süre hastalığı yenmek için mücadele etti.ama korkuları çoktu.çünkü çok sevdiği babasınıda bu hastalıktan kaybetmişti.kaybetmek istemiyordu.geride çocukları,annesi,kardeşleri vardı.sık sık kontrollere gidiyordu.
o gün;çocukları ile annesine geldi.çocuklarını kız kardeşine bırakarak annesi ile birlikte kontrol için hastahaneye gitti.sıradan bir muayeneden sonra,annesi ile birlikte çocuklarının yanına döndü.çocukları,annesi ve kardeşleri ile birlikte yemek yediler.sanki sona hazırlanıyormuş gibi banyo yaptı.annesi saçlarını taramak istedi.siyah uzun saçlarını özenle taradı.örgü yaparak toka taktı.annesi bunları son kez yaptığını nerden bilebilirdi ki... ''yavrum eşin işten gelip,seni evde bulamayıp kızabilir.'' diyerek kızını yolcu etti.
evinde eşi ve çocukları ile akşam yemeği yiyerek bir süre sonra yattılar.fakat;şükran yattıktan kısa bir süre sonra bulantı hissi ile kalktı.telaşla lavaboya koştu.eşi rahatsız olduğu için çok kızmıştı.ama lavabonun içi kanla dolmuştu.eşi kanı gördüğünde kızdığına pişman olmuştu.ayaklarına dokunduğunda buz gibi olduğunu gördü.isıtmaya çalıştı;ama nafile...onun ölebileceği aklına geldi.doktora götürmeye karar verdi.hastaneye giden yol annesinin evinin önünden geçiyordu.anneye telefon ederek yola çıkmasını söylediler.anne telaş ve korku ile - ne oldu yavrum?şükrana mı birşey oldu? - hayır anne!biraz fenalaştı.
araba ile annenin bulunduğu yere geldiler.anne,telaşla arabaya binerek kızına baktı.şükran ın o güzel yüzü biraz solmuştu.ama annesine konuştu ve birazcık gülümsedi.hastahaneye vardılar.şükran ile annesi banklara oturdular.eşi de muayene yaptırabilmek için işlemlere başladı.bu sırada kötü bir süpriz daha oldu.şükran oturduğu yerde,tekrar kan kustu.her taraf kan olmuştu.anne,gördüklerine inanamıyordu.bu olaydan sonra zavallı kız kendini kaybetmeye başlamıştı.hemen doktorlar koşarak yanına geldi. - sedye getirin.yoğun bakıma alacağız.
diyerek bağırdılar.eşi sağa sola koşturarak sedye aramaya başladı.ayağı kırık bir sedye buldu.şansızlığı orda bile devam ediyordu.zavallı annesinin kucağında artık son kez yatan şükran'ı sedyeye aldılar.gece olduğu için fazla görevli yoktu.eşi ağır aksak sedye ile yoğun bakıma götürdü.dünyalar güzeli şükran'ın ölüme yolculuğu çoktan başlamıştı.hiç birşey onu kurtaramayacaktı.yatağa aldılar.hemşire koluna serum takıyordu.annesi de yanı başında olacakları hissetmiş gibi,kızının gözünün içine bakıyordu.yapabileceği hiç birşey yoktu.ne yapabilirdi...mümkün olsa ömründen ömür verirdi.
o sırada hemşirenin sesi ile irkildi. - lütfen dışarı çıkar mısınız?hastayı rahatsız ediyorsunuz. bir süre sonra eşi doktora rica ederek içeriye girdi.şükran eşini görünce o halinde bile gülümsemeye çalışarak,öleceğini hissetmiş olmalı ki... - çocuklarımı getirir misin?son bir kez daha göreyim. bu onun son konuşması olmuştu...çocuklarını göremedi.annesini göremedi.kardeşlerini göremedi.güzel gözlerini hayata kapamıştı.onun evinde annesinin ağıt sesleri yükseliyordu.
alı yeşili basılı kalan yavrum, çiçeği burnunda kalan yavrum, dertleri tamam olan yavrum, çocukları ele kalan yavrum,